Iğdır’da 14 yaşındaki çocuğa cinsel saldırıda bulunduktan sonra fuhuşa zorladığı iddiasıyla tutuklu yargılanan 6 kişi hakkında da hapis cezası verildi.
Iğdır 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 25 Mart günü karar duruşması görülen yargılamada, sanıklardan B.Y., O.B. ve M.A’ya “Çocuğun Cinsel istismarı” suçlamasından 16 yıl 8 ay, F.A. ve A.B.’ye “Cinsel istismar” suçundan 13 yıl 4 ay, V.G.’ye ise “Cinsel istismara teşebbüs” suçundan 10 yıl hapis cezası verildi.
Karar duruşmasına Özgür Kadın Hakreketi(TJA), Iğdır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, Iğdır Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Iğdır’a giden Van Barosu Kadın Hakları Merkezi ile İnsan Hakları ve Medya Derneği’nden(İHAMED) avukatlar katıldı. Kararın ardından açıklama yapan heyet; “Erkek devlet şiddetine karşı mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
İHAMED – VAN
Kararın ardından Iğdır Adliyesi önünde ortak bir basın açıklaması düzenleyen heyet; “Bizler, Van Kadın Platformu olarak, Kürdistan’ın dört bir yanında kadınların sistematik olarak maruz bırakıldığı taciz, tecavüz, katliam ve erkek-devlet şiddetine karşı sesimizi yükseltmek için buradayız. Iğdır’da sistematik tecavüze maruz bırakılan B.A.’nın yaşadıkları ve Doğubeyazıt’ta evli olduğu erkek tarafından katledilen Cansever’in hayatı, bu bölgede kadınlara yönelik sürdürülen özel savaş politikalarının ve erkek-devlet işbirliğinin açık göstergesidir” vurgusu yapıldı.
VAKALAR TESADÜF DEĞİL
Yapılan açıklamada yaşananların tesadüf olmadığının altı çizilirken; “Kadınların bedenleri, yalnızca bireysel suçların değil, aynı zamanda bir sömürgeci zihniyetin hedefi haline getirilmiştir. Kürdistan’da kadına yönelik tecavüz ve şiddet vakaları tesadüfi değil, bilinçli ve planlı saldırıların sonucudur. Militarizmin, polislerin, korucuların ve eril sistemin himayesi altında işlenen bu suçlar, cezasızlık politikalarıyla sürdürülmekte ve kadınları sindirme, iradelerini kırma aracı olarak kullanılmaktadır. Devletin güvenlik politikaları adı altında bölgeye yerleştirdiği eril tahakküm, kadın bedenini savaş alanına çevirmekte, kadınları teslim almak için her türlü yöntem kullanılmaktadır” denildi.
DEVLET MEKANİZMALARI KADINLARI KORUMUYOR
Kadınların sistematik saldırılara maruz kaldığını belirten heyet; “Aynı şekilde, Doğubeyazıt’ta Cansever, eşi tarafından katledildi. Ne yerel yetkililer ne de devlet mekanizmaları onu korudu. Kadınlar, evlerinde, sokakta, kamusal alanda, iş yerlerinde, gözaltında ve cezaevlerinde sistematik bir saldırıya maruz bırakılıyor. Van’da, Hakkari’de, Ağrı’da, Şırnak’ta ve daha nice şehirde kadınların şüpheli şekilde yaşamlarına son verdiği görülüyor Peki, bu kadınlar neden hep aynı yöntemlerle katlediliyor? Çünkü bu bir tesadüf değil, bu bir politikanın sonucudur! Erkek şiddeti, bireysel öfke veya hastalıklı zihinlerin ürünü değil; devletin, militarizmin ve eril iktidarın kadını denetim altında tutma arzusunun bir yansımasıdır. Kürdistan’da kadınlar sadece erkekler tarafından değil, devlet eliyle de öldürülüyor! Bu, yalnızca bireysel suçlar değil, toplumsal ve siyasal bir şiddet biçimidir. Kadın bedeni ve kadın yaşamı, devletin özel savaş politikalarının doğrudan bir hedefidir.”
NE OLMUŞTU?
Iğdır’da, 16 yaşındaki B.A.’nın 27 Eylül 2023 tarihinde emniyete gidip, tecavüze uğradığını ve fuhuşa zorlandığını anlatmasıyla soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucunda çocuğun, sistematik bir şekilde F.A., O.B., V.G., B.Y., M.A. ve A.B. tarafından tecavüze maruz bırakıldığı ve şantajla fuhuşa zorlandığı öğrenilmişti.
Olayın yargıya taşınması üzerine faillerden 4’ü “çocuğa nitelikli cinsel saldırı” suçundan tutuklanırken, 2’si ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Devam eden yargılamada, tutuklu yargılanan 4 fail hakkında 13 Eylül 2024’te Iğdır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3’üncü duruşmada, tahliye kararı verilmişti.
B.A.’nın ailesinin ve avukatların itirazı üzerine Iğdır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, failler A.B, O.B., M.A. ve V.G.’nin tutuklanmasına karar vererek haklarında yakalama kararı çıkarmıştı.
