Home / Haber / İHAMED’in TAKİP ETTİĞİ DOSYADA KARAR; M.Y.’ye 6 YIL 6 AY HAPİS

İHAMED’in TAKİP ETTİĞİ DOSYADA KARAR; M.Y.’ye 6 YIL 6 AY HAPİS

Eşiyle araçta tartıştıktan sonra yaralı halde hastaneye getirilen T.Y., yaklaşık üç ay sonra yaşamını yitirdi. Olayın ardından açılan davayı, ailenin başvurusu üzerine İnsan Hakları ve Medya Derneği (İHAMED) yakından takip etti. Sanık M.Y., 13 Mart 2025’te görülen duruşmada en üst hadden ceza alarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İHAMED – VAN

T.Y., 13 Ağustos 2023 tarihinde eşiyle birlikte seyahat halindeyken yaralanarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi’ne getirildi. T.Y.’nin eşi M.Y., araç içinde tartıştıkları sırada eşinin arka kapıyı açarak atladığını ve hemen ardından kendisini hastaneye götürdüğünü söyledi. Bu beyan üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

Yaklaşık üç ay boyunca hastanede tedavi gören T.Y., 21 Kasım 2023’te hayatını kaybetti. Olayın ardından ailesi, süreci yakından takip edebilmek ve hukuki destek alabilmek amacıyla İnsan Hakları ve Medya Derneği’ne (İHAMED) başvurdu. İHAMED, ailenin vekaletini alarak yargılama sürecine dahil oldu.

Yargılama, Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık M.Y., duruşmalarda verdiği ifadede, “Eşim ile arabada giderken eşim arka taraftaydı. Eşim sinirliydi. Bana söyleniyordu. Ben konuşamıyordum, onun sakinleşmesini bekliyordum. Sonradan anladığıma göre eşim aracın kapısını önceden açmış ve atlamak için aracın yavaşlamasını beklemiş. Çünkü eşimin bana ‘durmazsan atlarım’ demesi ile araçtan atlaması çok ani oldu” şeklinde savunma yaptı.

Mahkeme heyeti, 13 Mart 2025’te verdiği kararda M.Y.’yi, “taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 4 yıl, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

YARGILAMA AŞAMASINDA ÇİFTE STANDART

Kararın ardından konuşan İHAMED avukatlarından Medine Turantaylak, “Bu dava, kadınların adalet arayışında karşılaştıkları yapısal engellerin, cezasızlık kültürünün ve yargıdaki erkek egemen bakış açısının en somut örneklerinden biriydi. Bir kadının öldürülmesinin ardından başlayan hukuki süreçte, delil toplamadaki eksikliklerden, yargılama aşamasındaki çifte standartlara kadar her aşamada, erkek şiddetini aklamaya çalışan sistemle karşı karşıya kaldık” dedi.

TURANTAYLAK, OLAYIN PERDE ARKASINI ANLATTI

T.Y.’nin evlilik birliği boyunca defalarca şiddetin her türlüsüne maruz bırakıldığını ve bu şiddete çocukların da tanık olduklarını belirten Turantaylak, yaşananların öncesini şu sözlerle anlattı: “31 Temmuz 2023 tarihinde fail, maktüle fiziksel şiddet uygulamış, maktül can güvenliği olmadığı için kök ailesinin evine sığınmıştır. Fail aynı gün maktülün kök ailesinin evine gelerek testere bıçağı ile maktüle saldırıyor ve maktülün burnunu kırıyor. Bunun üzerine maktülün kök ailesi eve polis çağırıyor ve fail hakkında soruşturma başlatılıyor. Maktül can güvenliği olmadığı için kök ailesinin evinde kalmaya başlıyor ve ailesine boşanmak istediğini de dile getiriyor. 13 Ağustos 2023 günü fail, anne ve babasıyla birlikte konuşmak üzere maktülün kök ailesinin evine gidiyor. Evde anne ve babaların namaz kıldığı esnada fail, maktülün ailesine haber vermeden gizlice maktülü evin arka kapısından dışarı çıkarıyor ve konuşmak istediği söylüyor. Bu sırada maktülün kök ailesi maktülün evde olmadığından habersizler. Birkaç saat sonra bir telefon alıyorlar hastaneden ve maktülün kaza geçirdiğini ameliyata alındığını söylüyorlar. Failin ifadesine göre Maktül konuşmayı kabul ediyor ve arabaya biniyorlar, bir yerde inip konuşuyorlar. Buna ilişkin görüntüler var. Daha sonra maktül, faile kendisini eve bırakmasını söylüyor birlikte arabaya biniyorlar. Maktülün kök ailesinin evine gelince fail durmuyor, kadın durmasını arabadan inmek istediğini söylüyor, durmazsa kendini atacağını ifade ediyor. Fail buna rağmen durmadığını ve maktülün kendini arabadan attığını beyan ediyor.”

“ADLİ SÜREÇTE BÜYÜK BİR BOŞLUK YARATILDI”

Turantaylak, T.Y.’nin ifadesi alınamadan yaşamını yitirdiğini, soruşturmanın failin ifadeleri üzerinden yürütüldüğünü, görgü tanığı ve kamera kaydı olmadığını, ambulans çağrılmadığı için olay yeri incelemesinin gerektiği gibi yapılmadığını ve tüm bu ihmallerin adli süreçte büyük bir boşluk yarattığını belirtti.

“ŞÜPHELER, KASTEN ÖLDÜRME İHTİMALİNİ ORTAYA KOYMAKTADIR”

Ayrıca Avukat Turantaylak, M.T.’nin ceza almamak için her aşamada ifadesini değiştirdiğini belirterek şöyle konuştu: “Biz, maktulün uzun süredir sistematik şiddete maruz kaldığını ve olaydan sadece 13 gün önce de failin onu darp ettiğini delillerle ortaya koyduk. Tanıklar mahkeme huzurunda, failin daha önce maktul için “Benden boşanırsa onu öldürürüm” dediğini açıkça beyan etti. Tüm bu deliller ölümün şüpheli bir ölüm olduğunu ve kasten öldürme ihtimalinin olduğunu ortaya koymaktadır.”

“ÇOCUKLAR MAHKEMEYİ İZLEMEK ZORUNDA BIRAKILDI”

T.Y.’nin çocuklarının da bu sürecin en büyük mağdurlarından biri olduğunu belirten Turantaylak, “Karar duruşmasına getirilen üç küçük çocuk, mahkeme salonunda yargılamayı izlemek zorunda bırakıldı. Çocuklardan biri, babasının annesine şiddet uyguladığını doğruladı ancak bunu ‘her eş arasında olabilecek şeyler’ diyerek anlattı. Bu ifade, erkek şiddetinin nasıl normalleştirildiğini, hatta bir çocuğun gözünde bile sıradanlaştırıldığını gösteren acı bir gerçekti. Kadınlara yönelik şiddet sadece fiziksel değil, aynı zamanda nesiller boyunca aktarılan bir tahakküm biçimiydi” diye konuştu.

RAPOR TALEBİ DİKKATE ALINMADI

Turantaylak, sürecin en büyük hukuki engellerinden birinin de olayın nasıl gerçekleştiğini bilimsel olarak ortaya koyacak bir rapor talebinin mahkeme tarafından reddedilmesi olduğunu söyledi. Adli Tıp Fizik İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini defalarca vurguladıkları halde, mahkemenin bu talebi dikkate almadığını belirten Turantaylak, “Maddi gerçeği ortaya çıkarabilecek en önemli bilimsel kanıtlardan biri yok sayıldı. Bu, sadece bir adli hata değil, yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edilmesi anlamına geliyordu” dedi.

EN ÜST HADDEN CEZA VERİLDİ

Mahkemenin ceza verirken failin daha önceden maktüle uyguladığı şiddeti de göz önüne aldığını ve en üst hadden ceza verdiğini belirten Turantaylak, “Ancak bu, kadınların adalete erişiminin önündeki yapısal sorunları ortadan kaldırmıyor. Her gün birçok kadın adalete erişmeye çalışırken hukuksuzluklarla savaşmak zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.

“MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Açıklamasına “Bu dava, İHAMED özelinde tüm kadınların hukuk mücadelesinin bir parçasıydı” diyerek devam eden Turantaylak, “Kadın cinayetlerinin cezasız kalmaması, erkek şiddetinin aklanmaması ve hukukun erkek egemen yorumlardan arındırılması için mücadelemiz sürecek. Çünkü biz biliyoruz ki, bu dava tekil bir olay değil; kadınların yaşam hakkına yönelik sistematik bir saldırının sadece bir örneği. Ve bu adalet mücadelesi, mahkeme salonlarının çok ötesinde, hayatın her alanında sürdürülmesi gereken bir mücadeledir” ifadelerini kullandı.

Etiketlendi:

Sign Up For Daily Newsletter

Stay updated with our weekly newsletter. Subscribe now to never miss an update!

[mc4wp_form]

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir