Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Neslihan Şedal ile Abdullah Zeydan, İHAMED tarafından düzenlenen çevirim içi açık oturumda konuştu. Zeydan, 223 işçinin kayyım eli ile işten çıkarılmasının, çözüm sürecini sabote eden bir pratik olduğunu söyledi. Eş Başkan Şedal ise işten çıkarılan belediye işçilerinin yerine alınanların AKP’li isimlerin akrabaları olduğunu belirtti.
MEDYA DEPARTMANI – İnsan Hakları ve Medya Derneği (İHAMED), “Van’da Kayyım Rejimi ve Pratikleri” konulu çevrimiçi açık oturum düzenledi. İHAMED’in resmi X (Twitter) sayfası üzerinden gerçekleştirilen oturuma Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Neslihan Şedal ile Abdullah Zeydan, Gazeteci Ruşen Takva ve kayyım tarafından belediyedeki işlerine son verilen 223 işçiyi temsilen Servet Aslan ile Berivan Tibelik katıldı.
Çok sayıda dinleyicinin aktif katıldığı ve Gazeteci Kadir Cesur’un moderatörlüğünü yaptığı oturumda konuşan eşbaşkanlar, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Van Büyükşehir Belediyesi personeliyken kayyım yönetimi tarafından işlerine son verilen 223 işçiye ilişkin konuşan Eş Başkan Neslihan Şedal, “Elbette ki bunun dayanmış olduğu bir mesele var” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu mesele, Kürt halkının iradesinin yok sayılmasıdır. Kayyım sistemine dair söyleneyecek bir şey kalmadı aslında. Her şey söylendi. Ancak bizim yerel siyasetçiler olarak bunu teşhir etmek gibi bir sorumluluğumuz var.”
ŞEDAL: İKTİDAR KENDİNİ KADIN KIRIM POLİTİKALARI ÜZERİNDEN YAŞATIYOR
Mevcut durumda iktidar kadın kırım politikaları üzerinden kendini yaşatıyor olduğunu söyleyen Şedal, “Baktığınız zaman kadınlar ne kadar yoksullaşırsa, iktidar zihniyeti kapitalist modernitenin bir yürütücüsü ve üreticisi haline gelebiliyor. Ne kadar özgür kadın zihniyetinden koparırsa kendi sistemini inşa edebiliyor. Dolayısıyla bizim de iktidar zihniyetine karşı yerel yönetimler adına hayata geçirmeye çalıştığımız perspektif tam da bu üç boyut üzerinden. Kadın özgürlükçü sistemi inşa etmeye çalışmak, kadın belediyeciliğini inşa etme meselesi üzerinden hayata geçirilmiş oluyor” diye konuştu.
‘KADIN İNTİHARLARI DERİNLEŞTİ’
Dokuz yıllık kayyım pratiği içerisinde Kürt kentlerinde kadına yönelik şiddet in çok derin derinleştiğini ifade eden Şedal, “Kadın intiharları çok ciddi derinleşti. Kadın kırım politikaları derinleştirildi. İstihdam alanları yok edildi. Kadınlar belediye içerisinden ihraç edilirken bir yandan da kadın yoksulluğu derinleşti. Burada çok ciddi bir toplumsal göçün de önü açılmış oldu. Kayyım meselesi çok ciddi bir toplumsal sorun” dedi.
‘KADIN YAŞAM MERKEZİ BİR İMZA İLE KAPATILMAK İSTENİYOR’
Kayyım uygulamasının, AKP hükümetine kaybettiren bir uygulama olduğunu belirten Şedal, “Bugün yine kadın kazanımları hedef alınıyor. Bizim Edremit Belediyesi ile ortak yaptığımız Şamran Yaşam Merkezi vardı. Şu an yüzlerce kadının ortak yaşam alanı olan bu merkez, genel sekreter yardımcısı Selma Biçek’in ve kayyımın talimatıyla kapatılmak isteniyor. Oradaki kadın arkadaşlarımız bir tepki gösterdiler. Kamuoyu ile paylaştılar bu durumu. Fakat, devlet şunu ima etti; biz kadınların kazanımlarına izin vermeyeceğiz. Büyük emeklerle ortaya konulmuş, kadınların sahiplenmesi ile açılmış bu tür alanları asla teslim etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
‘İKİ FARKLI HUKUK İŞLETİLİYOR’
223 işçinin işten çıkarılmasının ardından Büyükşehir Belediyesi’ne 157 ve VASKİ’ye 130 kişinin işe alındığının altını çizen Eş Başkan Şedal, konu ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz elbette ki bir emek partisiyiz. Elbette ki herkesin emeğine saygı duyan, insanların asla ekmekleriyle sınanmaması gerektiğini düşünen, emek üzerinden kendini örgütleyen bir partiyiz. Ancak seçim yatırımı olarak işe alınan insanların karnesine bakmak ve 223 emekçi yoldaşımızın karnesine bakmak gerekiyor. Söz konusu, AKP’li bürokratların akrabaları olmadıkları için, AKP’nin kayyımının genel sekreter yardımcıları, bürokratlarının akrabaları olmadıkları için bugün bu muameleye maruz bırakılıyor. En nihayetinde iki farklı hukukun işlendiğinin altını çizmek gerekiyor.”
ŞEDAL: AKP’LİLERİN AKRABALARI İŞE ALINDI
Kürt halkının emekçilerinin, ekmekleriyle sınandıklarını ifade eden Şedal, “Bu belediyeler bu halkın belediyeleri ve burada yaşayan halkın evlatları elbette orada istihdam edilecek ancak biz görüyoruz ki AKP ilçe başkanlarının en yakın akrabaları hatta yeğenleri, genel sekreter yardımcılarının akrabaları şu an o işe alınmış durumdalar” dedi.
‘İŞE ALINANLARIN KİM OLDUKLARINI AÇIKÇA SÖYLESİNLER’
Yapılan hukuksuzlukların kayyım eliyle hayata geçirildiğini söyleyen Şedal, “Eğer bunu hayata geçirmemişlerse, şu an belediyeye ve VASKİ’ye alınan kişilerin kimler olduğunu açıkça söylesinler. Biz de alnımız açık 223 arkadaşımızın kimler olduğunu söyleyelim. Bizim arkadaşlarımız kendi topraklarına kendi emeklerine kendi yurtlarına sahip çıkmış insanlardır. Kendi emeklerine sahip çıkmış insanlardır. Alınları ak bir şekildedir ve hiç birinin adli sicili bozuk değil” şeklinde konuştu.
ZEYDAN’DAN ‘KAYYIM’ TANIMI: 100 YILLIK İNKARIN TEZAHÜRÜ
Şedal’ın ardından konuşan Eş Başkan Abdullah Zeydan ise kayyımın tanımını şöyle yaptı: “Kayyum demek, ‘kadın düşmanlığı’ demek, ‘doğa düşmanlığı’ demek, ‘emek düşmanlığı’ demek, ‘Kürt düşmanlığı’ demek, ‘kimlik düşmanlığı’ demek. Yani kayyum aslında bu 100 yıllık inkarın bugünkü tezahürüdür.”
ZEYDAN: GENÇLERİMİZİN 3 BİN TL’SİNE TENEZZÜL ETTİLER
Kayyımın, topyekun o kentin kimliğine, kültürüne ve orada yaşayan kadınların, gençlerin ve emekçilerin varlığına karşı bir saldırı olduğunu söyleyen Zeydan şöyle konuştu: “İlk ağır saldırılar kadın kurumlarına ve kazanımlarına oldu. Tabii sadece oraya olmadı, yani gençlik, kültür, dil çalışmalarına da oldu. Kreşlerde açtığımız Kürtçe sınıflar kapatıldı. Oralarda eğitim veren Kürt öğretmenler, işlerine son verilen ilk arkadaşlarımızın içerisinde yer aldılar. Yani o kadar küçüldüler ki, bütün imkansızlıklara rağmen bizim eğitim desteğinde bulunduğumuz 3 bin 100 Vanlı gencimizin ayda 3000 TL’ sine tenezzül ettiler. Yani böylesi bir düşmanlığı, böylesi bir küçülmeyi gerçekten kendilerine yakıştırdılar.”
‘BELEDİYENİN KAYNAKLARINI KENDİ YANDAŞLARINA PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR’
Önceki dönem kayyım yönetiminin bıraktığı yaklaşık 12 milyar TL’lik borca rağmen, birçok şeyi başardıklarını söyleyen Zeydan, “Şimdi yeniden kayyım gaspından hemen sonra her ay 250 milyon fazla para gelmeye başladı. Buna rağmen yine elle tutulur hiçbir şey yok. Zaten biz bir şey yapmalarını beklemiyoruz. Fakat yeniden belediyenin kaynaklarını devletin diğer kurumlarına peşkeş çekiyorlar. Yani yine kalkmışlar, Milli Eğitim için okul yapıyorlar. Yine kalkmışlar, Diyanet İşleri Başkanlığı için işte Kur’an kursu ve camiler yapıyorlar. Spor salonları yapıyorlar. Yani özetle yeniden halkın kaynaklarını, yani birinci dereceden sorumlu olduğu yol su, kanalizasyon, atık su arıtma tesisleri, kenti daha yeşil yapma, depreme, afetlere hazırlama işlerinden çok kendi yandaşlarına peşkeş çeken bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.
‘BU ÖYLE ÇOK MASUMANE DEĞİL’
Kayyım tarafından işlerine son verilen 223 emekçiye yapılanan uygulamanın keyfi, hukuksuz ve üstelik siyasi saiklerle alınmış bir karar olduğunu ifade eden Zeydan, “Hele hele böylesi bir süreç yürütülüyorken, Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Bahçeli’nin sahiplendiği, Sayın Öcalan’la birlikte yürüttükleri bir süreçten bahsediyorken, burada bu sürecin selametini akamete uğratacak, bu süreci tartıştıracak, bu süreci halkın kafasında daha fazla soru işaretleriyle bulandırmaya çalışan bir kayyım ile karşı karşıyayız. Yani bu öyle çok masumane, çok işte ‘kusura bakmayın haberimiz yoktu’ meselesi değil” diye konuştu.
‘BU SÜRECİ SABOTE EDEN BİR PRATİKTİR’
Zeydan, yapılan uygulamanın süreci sabote etme girişimi olduğunu da belirtti: “Kürt halkı bütün yaşadığı acılara rağmen adeta, bağrına taş basarak, dört elle hem 8 Mart meydanlarında hem 21 Mart Newroz meydanlarında ve sonrasındaki bugüne kadarki her yerde büyük bir duyarlılıkla, adeta seferberlik ruhuyla bu süreci sahipleniyorken, hepimiz bugün büyük bir gayret içerisindeyken, köy köy, ev ev geziyorken, 223 emekçi işinden eden provokatif hukuk dışı pratiklerin hükümet tarafından bir kez daha gözden geçirilmesi lazım. Yani bu süreci sabote eden bir pratiktir.”